Mevlüde Genç, Almanya basınında: ‘Barış elçisini kaybettik’

Yunus Ülger

ALMANYA – Solingen kentinde 79 yaşında hayatını kaybeden Mevlüde Genç’in vefatına Almanya basını geniş verdi. Basının ve siyasetçilerin ortak başlığı, “Barış elçisi Mevlüde Genç’i kaybettik” oldu. Haberlerde, 1993’de ırkçı akında ailesinden 5 kişiyi kaybeden Mevlüde Genç’in, daima ‘barış ve dostluk içinde yaşama’ daveti yaptığı hatırlatıldı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Türkçe “Başınız sağ olsun” tabirlerine yer verdiği taziye bildirisinde Mevlüde Genç’i, “Barışmanın örnek kişisi” olarak niteledi.

Solingen kentinin bulunduğu Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti (NRW) Başbakanı Hendrik Wüst, “Büyük bir barış insanını yitirdik. O, çok az beşerde bulunan yeterlilik özünü içinde barındırıyordu. Tarifsiz acısını, diğer insanlara dayanak olmak için güce çevirdi, kine, dostluk ve müsamaha ile karşılık verdi” sözlerini kullandı. Solingen Anakent Belediye Lideri Tim Kurzbach ise, “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kentimizin en karanlık günlerinde dostluk daveti yaptı” diyerek Mevlüde Genç’i takdir etti. Federal Tüketicileri Muhafaza Bakanı Cem Özdemir, Twitter üzerinden Mevlüde Genç’in vefatından derin bir ıstırap duyduğunu belirtip, “O benim için daima örnek aldığım bir kişi olarak kalacak” açıklamasında bulundu.

‘IŞIKLI DÜNYADA KARANLIKTA YAŞIYORUM’

Mevlüde Genç, bir söyleşide, “Yaşamak çok hoş, tatlı, ancak ben tat alamadım. Işıklı dünyada karanlıkta yaşıyorum” demişti. Almanya ile Türkiye ortasında imzalanan işgücü muahedesinin yıldönümü olan 30 Ekim’de hayatını kaybetti.

1998’de Le Monde habercisi, Mevlüde Genç ile Solingen’de konutunda bir söyleşi yapmıştı, ben de tercümanlık yapmıştım. Sorulardan biri, “Nasıl hâlâ bu kentte yaşıyorsunuz?” idi. Mevlüde Genç, “Çocuklarım burada, burası da vatan oldu” cevabını vermişti. Haberci bu karşılıktan ikna olmamış olacak ki, birebir soruyu söyleşinin sonunda bir sefer daha yöneltti, yeniden birincisine misal bir cevap aldı. Ya daha geniş, farklı ve tesirli bir karşılık almak istiyordu ya da konutu yakılmış, ailesinden beş bireyi yitirmiş birinin hala bu kentte yaşıyor olmasına bir mana veremiyordu. Mevlüde Genç, diğer bir söyleşide ise, “Gece ağladım, gündüz çocuklarımın yüzüne gülümsedim, yüreklerini kin girmesin istedim” demişti.

YABANCI DÜŞMANLIĞININ DORUĞU 90’LI YILLAR

Mevlüde Genç’in ailesiyle emekle kurduğu ömrü, 90’lı yılların başlarında iki Almanya’nın birleşmesinden sonra doruğa ulaşan yabancı düşmanı hücumlardan biriyle drama dönüştü. Hoyerswerda, Rostock, Mölln ve Solingen göçmenlere, çoğunlukla da Türkiye’den gelen göçmenlere yönelik akınlarla belleklere kazındı. Bu taarruzları, siyasetçilerden ve medyadan gelen göçmen aksisi ‘mesajlar’ tetiklemişti. Almanya’ya gelen mültecilerin artması, medyada daima, “Gemi doldu” başlıklarıyla veriliyordu. Hıristiyan Demokrat Parti’sinden (CDU) Helmut Kohl başbakanlığındaki hükümet, mülteci sayısını kısıtlamak için mülteci yasasını katılaştırmıştı. Bu türlü bir ortamda, göçmenler canlarını ve meskenlerini korumak için geceleri nöbet tutuyordu. Bu akınların doruğu, Solingen’de Genç ailesinin konutunun kundaklanması oldu. Solingen, göçmenlere yönelik hücum ve kıyımların son halkası olmadı elbette, taarruzlar hala sürüyor, en son beş yıllık yargılamaya rağmen aydınlatılamayan NSU cinayetleri var.

HELMUT KOHL CENAZE MERASİMİNE KATILMADI

Almanya’nın göçmenler açısından en karanlık yıllarının başbakanı Helmut Kohl, Genç ailesinin cenaze merasimine katılmamış, münasebet olarak ‘taziye turizmine karşı olmasını’ göstermişti. Vaktin hükümet sözcüsü ise katılmama sebebi olarak Kohl’un öteki randevuları olmasını göstermişti. Kohl’dan sonra CDU Lideri, akabinde 16 yıl başbakanlık yapan Angela Merkel, Mevlüde Genç ile birkaç sefer bir ortaya geldi, onun barış ve dostluk davetlerini takdir etti.

Genç ailesine en büyük takviyesi veren 2006’da ölen SPD’li eski NRW Başbakanı ve Cumhurbaşkanı Johannes Rau oldu. Genç ailesinin konutu kundaklandığında Rau NRW başbakanıydı. Rau, daha sonra yaptığı bir açıklamada, “Olayı duyduğumda çok üzüldüm, tüm uğraşlarımın boşa gittiğini düşündüm, bir an politikayı bırak istedim” demişti. Duyar duymaz olay yerine giden Rau, daha sonra ölümlerin yıldönümlerinde Genç ailesini ziyaret etti.