SERAY ŞAHİNLER- Sabancı Müzesi, Cumhuriyet’in 100.yılını kutladığımız 2023’ü Cumhuriyet’in öncü kadın sanatçılarından Melek Celâl Sofu ile uğurladı. Geçen hafta ziyarete açılan “Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl”, geç Osmanlı ile erken Cumhuriyet’in değerlerinden Sofu’nun eserlerine ve sanatçının pek bilinmeyen hayat hikâyesine ışık tutuyor.
19.YY sonunda Osmanlı’da doğan ve Türkiye Cumhuriyeti’nde yetişen Sofu, resimde ‘modern kuşağın’ öncülerinden… 1896 İstanbul’unda dünyaya gelen ‘Melek’, eğitimli ve varlıklı bir aileye sahip olduğu için evde sıkı bir eğitim görüyor. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarında düş dünyasını büyüten kartpostallar ve mektuplar ile Avrupa’yı keşfediyor. İlk resim derslerini asker ressamlardan olan dayısı Kâzım Bey’den alıyor; ardından İnâs Sanâyî-i Nefîse Mektebi’ne devam ederek Nazmi Ziya Güran’ın öğrencisi oluyor, sonrası ise Paris’te, Académie Julian…
Galatasaray’da sergi
Sofu’nun bir ressam olarak sanat dünyasına girişi 1924’te düzenlenen Galatasaray Sergileri’nde gösterilen ilk nü eserleriyle başlıyor. 1930’lardan itibaren bir portre ve natürmort ressamı olarak kabul gören Sofu, 1935’te ilk kişisel sergisini açıyor. Resimleri giderek daha çok konuşulmaya, tartışılmaya başlıyor ve onun için portrelerinin başyapıt seviyesinde olduğu; natürmortlarının ince zevk ve olgun teknik taşıdığı, nü’lerinde zayıf kaldığı, boya ve desen sağlamlığı açısından övülen manzaralarının harikulade kompoze edildiği yorumları yapılıyor.
Sergide hem Sofu’nun hayat hikâyesini hem resim yolculuğunu takip ediyoruz. Sofu’nun 1936 tarihli meşhur “Eski Büyük Millet Meclisi Kürsüsünde Kadın”, “Şapkalı Otoportre (1941), “Gelincikler” gibi tablolarının yanı sıra portreler, eskizler, Anadolu motiflerinden ilhamla çizdiği desenler, hat sanatına ve Türk kültürüne olan ilgisi öne çıkıyor. Eskiz defterlerinde ağırlıklı olarak figür ve portreler bulunan Sofu, 30 Aralık 1935 tarihli, kendisini resim yaparken betimlediği bir otoportresine ise “Melek Melek Koca Melek” notunu düşüyor.
Sanat çevreleri
Sofu döneminin karakteristik bir göstergesi olarak çok yönlü bir sanatçı. Ressamlığının yanı sıra heykeltıraş, yazar ve eleştirmen. Sergide yer bulan aile albümleri, Sofu’nun Avrupa seyahatleri, Moda’da yaşadığı ve kendi atölyesinin de bulunduğu Villa Wohl’dan kesitler, Şeyh Hamdullah ve Reisülhattatin Kâmil Akdik hakkında kaleme aldığı kitaplar, mecmualarda yayımlanan yazıları köklerinden beslenen, entelektüel bir Cumhuriyet kadını profilini de başarıyla yansıtıyor. Sofu’nun yazılarında temas ettiği “Türk İşlemeleri,” “Modern Türk Halıcılığını Zevksizlikten Kurtaralım”, “Sanatkârın Köyden Gördükleri” bugün gelenek ile çağdaş çatışmasına da cevap verir nitelikte. Tıpkı Sofu’nun tarihi restorasyonlar hakkında söylediği “Yenilik hiçbir vakit maziden habersiz olmak değildir” sözleri gibi.
Sergi, Sofu’nun dönemini de hatırlatıyor ve sanatçının Yahya Kemal, Şair Nigâr Hanım, Falih Rıfkı, Yakup Kadri gibi isimlerle olan ilişkisiyle, Cumhuriyet’in kültür dünyasına selam veriyor. 28 Nisan’a kadar sürecek sergi, ressamın yaşamına genel bir bakış sunmakla beraber onun hayatında doldurulması elzem boşluklar hakkında bir keşif alanı açıyor.