Tamer Gürcan – Kütahya – YENİÇAĞ
Gürcan, konuşmasında “Kamuda emek veren bütün işçi kardeşlerimizin, ücret artışlarında yaşanan adaletsizlik hepinizin malumudur, ancak, burada ayrı bir parantez açarak, Aile ve Sosyal Hizmet emekçilerimizin yıllardır kanayan yarasına parmak basmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
İşte Gürcan’nın konuşmasının tamamı:
“Aile ve Sosyal Hizmetlerde 17 nolu iş kolunda çalışmakta olan emekçilerimizde, diğer kurumlarımızda olduğu gibi işçi statüsündedir. Fakat, bu arkadaşlarımızın işletme toplu iş sözleşmesinden kaynaklı, sözleşme başlangıç tarihleri sürekli geriden gelmektedir. Bu geriden gelen ücret takibi ise, diğer kamu işçileriyle arasında ücret farklılıkları oluşturmaktadır.
Örneğin, x bakanlıkta görevli emekçiler, kamu çerçeve protokolünde belirlenen ücret artışlarını 1 ocak itibariyle almaktayken, Aile ve Sosyal 17 nolu işkolunda hizmet veren arkadaşlarımız 1 kasım itibariyle almaktadır. Bu durum emekçi arkadaşlarımızı mağdur etmektedir. Bu mağduriyetin oluşturduğu rakamsal tutarı karşılaştıracak olursak, 1 ocak 2024 itibariyle, sadece brüt maaşında (fiili çalışma, gece zammı, ikramiye, fazla çalışma vs. Gibi, sosyal haklar hariç), x bakanlıkta çalışan emekçilerimizin brüt aylığı 33.159,00 tl. Aile Bakanlığı 17 nolu emekçilerimizin ise, brüt aylığı 25.197,00 tl. olarak gerçekleşmektedir. Sadece 2023 yılında bu emekçilerimizin hak kaybı net tutarı, 80 bin tl. ‘nin üzerinde gerçekleşmiştir.
Bu yıl ise, eğer çözüme kavuşturulmazsa bu rakam, 100 bin tl.’nin üzerinde gerçekleşecektir. Çünkü şu anda bu bakanlıkta görev yapan emekçi arkadaşlarımızın, sadece aylık maaşlarında 8 bin tl. Sosyal haklar vs. De hesaba katıldığında 10 bin tl. Tutarındadır. Bu niçin böyle oldu, çözümü nedir diye soracaksınız biliyorum. Bildiğiniz üzere kamuda 2 adet sözleşme gerçekleştirilmektedir. 1.si kamu çerçeve protokolü, diğeri ise işletme toplu iş sözleşmesi. Bizim temel sorunumuzu yıllarca hep bize ne diye anlattılar; işletme toplu iş sözleşmelerinin farklı tarihte başlaması olarak göstererek, koca koca sendikalar gözümüzün içine baka baka geçiştirdiler. Evet sözleşme başlangıç tarihi bir nedendir. Ancak, bizler kamu işçisiysek ve kamuda alınacak zamlar kamu çerçeve protokolünde belirleniyorsa, niçin biz buna geç dahil ediliyoruz ? Burada sorumlu aramaya gerek yok.
“SORUMLULAR BELLİ”
“Öncelikle kamu çerçeve protokolünü imzalayan, işçi temsilcileri olan Türk-iş ve Hak-iş Konfederasyonları, sonra 2 dönemdir sözleşme imzalayan Öz Sağlık-İş Sendikası, 1,2 ve 3. Dönem sözleşmelerine imza atan T.Sağlık İş Sendikası, akabinde işveren temsilcisi TÜHİS, sonra Çalışma Bakanlığı ve Aile Bakanlığı temsilcileridir.”
“Dünyada ilk toplu iş sözleşmesinin imzalandığı kütahya’mızdan soruyorum: Ey yetkililer sizde vicdan var mı?
Çalışanlar arasında ayrımcılık yaparak, eşit işe eşit ücret ilkesini yok ettiniz. İş gören arkadaşlarımızın psikolojik olarak moral motivasyonunu yok ettiniz. Neden mi ? Türkiye’de aile düzeninden sorumlu olan bir bakanlığın, öncelikle kendi ailesi olan çalışanlarını ikiye bölerek, 10 ve 17 nolu işkollarına ayırdınız, yan yana görev yapıp aynı işi yapan personellerinize ayda 10 bin tl. Nin üzerinde bir ücret farklılığı oluşturdunuz. Bunun için sizde vicdan var mı diyoruz ?”
“GELELİM ÇÖZÜMÜNE”
“Türk-İş Genel Başkanı Sayın Ergun Atalay ve Hak-iş Genel Başkanı Sayın Mahmut Arslan: kamu çerçeve protokolünü imzalarken işletme sözleşme başlangıç tarihi farklı olan iş yerlerinde de 1 ocak tarihinden itibaren uygulanır diye niçin ibare koyamadınız, veya koymak istemediniz ? Bari bugünden itibaren acilen Çalışma Bakanlığı ile toparlanıp kçp’ye ek protokol imzalayın da hiç olmazsa emekçilerin kalan güvenini bari sağlayın.”
“FACİA İŞLETME SÖZLEŞMENİN MİMARI, ÖZ SAĞLIK-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI SAYIN DEVLET SERT”
“Size geçen yıl bu sözleşmeyi 14 ay olarak imzalayın dedik mi ? Dedik. Siz ne yaptınız ? Kanunun size verdiği 1 ila 3 yıl arasında imzalanır yetkisine rağmen, 36 ay olarak imzaladınız mı ? İmzaladınız. Bari onu yapmadınız bugünden itibaren hiç vakit kaybetmeden işletme sözleşmeye ek protokol imzalayarak bu haksızlığı ortadan kaldırında aidat sendikacılığı sıfatından bir an önce kurtulun. Aldığınız aidatların hakkını verin hakkını.”
“GELELİM ÇALIŞMA BAKANLIĞI VE AİLE BAKANLIĞINA”
“Sayın Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan; kamuda bu ayrımcılığa göz yumarak mağduriyet oluşturduğunuzdan dolayı vicdanınız rahat mı?
Sayın Aile Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş; Aile Bakanlığında 10 nolu işkolunda görev yapan gündüz hizmet veren kuruluşlarınızla, 17 nolu işkolunda görev yapan yatılı kuruluşlarınız arasında aylık 10 bin tl. Maaş farkı oluşturmak nasıl bir duygu ? Sizin vicdanınız rahat mı ? Fırat nehri yakınlarında bir kuzuyu kurt kapsa diyen Hz. Ömer’in adaleti nerede kaldı ? Sayın bakan, pazara, markete gittiğimizde domatesi, biberi veya herhangi bir ürünü almak istediğimizde, sen 10 nolu iş kolunda mı çalışıyorsun yoksa 17 nolu iş kolunda mı çalışıyorsun diyerek bize kimse sormuyor. Yada 3 ocak günü açıklanan enflasyon rakamlarından sonra, verilen zamları televizyon ekranlarında izleyen ailelerimize, ya inanın biz bu kadar maaş almıyoruz diye yüzümüzün kızardığını, sanki ailemizden para saklıyormuş durumuna düştüğümüzü nasıl olurda düşünemezsiniz ?
Üniversite hastanelerinde de aynı sorunlar var. Sorumlular yine Öz Sağlık-İş veya T.Sağlık İş
Nasıl devlet memurlarına verilen zam, her bir memur arkadaşımıza 1 ocakta başlayıp 31 aralıkta sona eriyorsa, biz işçilerde de aynı şekilde olmasıdır. Olmaz yapılmaz diye birşey yok. Az önce sizlere bunların çözümlerini anlattım. İlahi bir kelam değil sonuçta bu. İstediğimiz zaman anında çözülebilecek sorunlar bunlar. Sizler için küçük ama biz emekçiler için büyük sorunlar.
Sözlerime son verirken bütün tarafları empati yapmaya, vicdanlarıyla başbaşa kalmaya davet ediyor, işçi için atılacak her bir adıma, bugüne kadar hiçbir karşılık beklemeden adım attığımız gibi, bugünde ve bundan sonra da ülkem-iş konfederasyonu öz sağlık sen sendikası olarak varız diyoruz” dedi.